Adana’da 5-10 yıl içinde su krizi başlayabilir mi?

Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Doç. Dr. Tuğçe Demirdelen, kentteki su kaynaklarının alarm verdiğini söyledi. Üniversitede yürütülen ve dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan “Su Ayak İzi” çalışması kapsamında yapılan ölçümler, su tüketiminde sürdürülebilirliğin sınırına gelindiğini gösteriyor.

Doç. Dr. Demirdelen, “En iyi ihtimalle Adana’da 5-10 yıl içinde su sıkıntısı çekmeye başlayacağız” diyerek önemli bir uyarıda bulundu. Özellikle mavi su yani şebeke ve yeraltı suyu kaynaklarının kontrolsüz tüketilmesi, krizin temel nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Kentte geçmişte 5-8 metreden çıkan yeraltı suyu, artık 25-30 metreden çıkıyor.

ATİ Üniversitesi, Türkiye’de ilk kez su ayak izi envanterini çıkararak uluslararası düzeyde örnek bir çalışmaya imza attı. Bu çalışma sonucunda üniversiteye “Su Ayak İzi Belgesi” verildi. Çalışmada, kampüs genelinde su kullanımı detaylı olarak incelendi. Toplam yüzey suyu kullanımı 46 bin 659 metreküp, kirlilik seyreltme ihtiyacı ise 41 bin 993 metreküp olarak ölçüldü.

Kişi başına yıllık su ayak izi ise 7,05 metreküp olarak belirlendi. Bu veriler doğrultusunda mavi ve gri suya dair tüketim analizleri yapıldı, geri dönüşüm planları oluşturuldu ve tasarruf stratejileri geliştirildi. Proje, ulusal düzeyde diğer üniversite ve kamu kurumlarına da örnek gösteriliyor.

Doç. Dr. Demirdelen, belediyelere önemli bir çağrıda bulundu: “Su ayak izini azaltmak için yeşil ve gri su kaynaklarını değerlendirmek zorundayız.” Yağmur sularının yani yeşil suyun toplanarak yeniden kullanılması gerektiğini vurgulayan Demirdelen, atık suların arıtılarak yeniden kazanılmasının da büyük önem taşıdığını belirtti.

Mavi suya olan bağımlılığı azaltmanın, doğal kaynakların korunmasında kritik rol oynadığını dile getiren uzman, yeraltı su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak için gri su sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

ATİ’nin bu öncü çalışması, yalnızca Adana için değil, Türkiye genelindeki diğer kamu kurumları ve üniversiteler için de örnek teşkil ediyor. Demirdelen, birçok belediye ve eğitim kurumunun kendilerinden “Su Ayak İzi Belgesi” alma konusunda bilgi talebinde bulunduğunu aktardı.

Projeyi sadece belge almak için değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik adına stratejik bir araç olarak değerlendirdiklerini söyleyen Demirdelen, çalışmalarının uluslararası ölçekte de ilgi gördüğünü belirtti.

Adana özelinde yapılan bu uyarılar, aslında Türkiye’nin birçok bölgesi için de geçerli. Kuraklık, iklim değişikliği, hızlı kentleşme ve suyun bilinçsiz tüketimi; tüm şehirleri benzer risklerle karşı karşıya bırakıyor. Uzmanlar, geç kalmadan belediyelerin ve kamu kurumlarının entegre su yönetimi politikalarına geçmesi gerektiğini vurguluyor.