Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşayan marangoz Hilmi Özen, uzun yıllardır sürdürdüğü mesleğinde farklı bir yola saparak ahşap sanatına yöneldi. Özen, yaylalardan topladığı çürümeye yüz tutmuş zeytin ağaçlarını, evinin altındaki küçük atölyesinde işleyerek onlara yeniden hayat veriyor.
"Ahşap İşi Bende Bir Tutku Oldu"
Uzun yıllar klasik marangozluk ve mobilya işi yapan Hilmi Özen, zamanla şartların değiştiğini ve sektörün zorlaştığını fark etti. Bu durum onu, her zaman içinde olan ahşap işçiliği tutkusuna geri dönmeye yöneltti.
Özen, "Ahşap işi bende bir tutku oldu. Hem sevdiğim için hem de talep olduğu için tamamen bu işe yöneldim" dedi.
Zeytin Ağacının Dokusunu Sanata Dönüştürüyor
Özen, özellikle zeytin ağacının güçlü dokusundan ve dayanıklılığından etkilenerek bu malzemeyi seçtiğini belirtti. Yaylalardan kendi imkanlarıyla getirdiği, kullanılmayan ve çürümüş zeytin kütüklerini atölyesine taşıyor.
Burada tamamen el emeği ile çalışan usta, ağaçları özenle işleyerek tabaklar, dekoratif sehpa üstleri ve çeşitli süs eşyaları haline getiriyor.
"Hiçbir Parça Boşa Gitmesin"
İşlediği ağaçlardan geriye kalan küçük parçaları bile değerlendiren Özen, "Hiçbir parça boşa gitmesin" anlayışıyla hareket ediyor. Bu küçük artıklardan el yapımı kaşıklar yaparak, ahşabın her zerresini kullanmaya özen gösteriyor.
Kadınların İlgisi Büyük
Ürünlerine en çok kadınların ilgi gösterdiğini söyleyen Özen, "Bayan kardeşlerimiz ahşabı daha çok benimsiyor. Yayladaki dükkana geldiklerinde bütün ahşap ürünlerine bakıyorlar, öneri sunuyorlar" ifadelerini kullandı.
Müşterilerinin, Alanya'da da bir dükkan açması yönündeki taleplerini de iletti.
Hilmi Özen, doğanın kendisine sunduğu çürümüş ağaçları alıp, onlara sabır ve emekle yepyeni bir form ve ruh kazandırıyor. Bu sayede hem bir mesleği sürdürüyor hem de atıl durumdaki malzemeleri değerli sanat eserlerine dönüştürerek sürdürülebilir bir üretimin örneğini sergiliyor.