Ekonomi

Altın ve Gümüş Yatırımlarında Yeni Dönem Stratejisi

Kıymetli madenler hisse senetleriyle düşük korelasyona sahip olması ve kriz dönemlerinde portföyleri koruma özelliğiyle yatırımcıların gözdesi oldu.

Abone Ol

Küresel jeopolitik dalgalanmaların etkisiyle kıymetli madenler, yatırımcılar için geleneksel riskten korunma enstrümanı olmanın ötesine geçti. Altın ve gümüş, artık portföylerin stratejik bileşenleri haline gelirken, fiyatlar geleneksel piyasa dinamiklerinden bağımsız şekilde güçlü talep etkisiyle yön buluyor. Tarihsel veriler, hisse piyasalarının zayıf performans gösterdiği dönemlerde kıymetli madenlerin istikrarlı getiri sağladığını ortaya koyuyor.

Tarihsel Performans ve Korelasyon Analizi

2008 küresel krizinde Borsa İstanbul'un %52 değer kaybettiği dönemde altının %38 değer kazandığı gözlemlendi. Benzer şekilde 2018'de hisse piyasası %21 düşüş yaşarken altın %37 artış kaydetti. Altının hisse piyasasıyla günlük bazda en yüksek ters korelasyona sahip kıymetli metal olduğu tespit edilirken, yükseliş dönemlerinde BIST 100 endeksiyle yalnızca %25 oranında aynı yönde hareket ettiği belirlendi. Gümüşün ise altına göre daha dalgalı seyir izlediği, yükselişlerde daha fazla kazanç sağlarken düşüşlerde daha fazla kayıp yaşayabildiği gözlendi.

Portföy Çeşitlendirme ve Risk Yönetimi

Portföylere %5 oranında kıymetli maden eklenmesinin bile risk-geteri dengesinde iyileşme sağladığı ifade ediliyor. Sharpe oranının tüm risk gruplarında yukarı yönlü hareket ettiği gözlemlenirken, yükseliş beklentisinin güçlü olduğu dönemlerde gümüşe, belirsizlik dönemlerinde ise altına ağırlık verilmesinin daha dengeli bir yaklaşım olabileceği değerlendiriliyor. Kuveyt Türk Portföy'ün kıymetli madenler fon ailesi, yatırımcılara altın ve gümüşe yatırım imkanı sunarken, Altın Katılım Fonu (KZL) son bir yılda TL bazında yaklaşık %98,31 getiri sağladı.

Gelecek Öngörüleri ve Yatırım Stratejileri

Artık kıymetli maden fiyatlarının risksiz getiri veya dolar endeksi gibi geleneksel göstergelerden ziyade jeopolitik riskler ve güvenli liman arayışıyla şekillendiği belirtiliyor. Bu paradigma değişimi, kıymetli madenlerin gelecekteki fiyat dinamiklerine ilişkin belirsizlikleri artırırken, uzmanlar uzun vadeli portföylerin omurgasının büyüme potansiyeli yüksek hisseler ve düşük riskli sabit getirili araçlardan oluşması gerektiğini vurguluyor. Kıymetli madenlerin ise portföylerde koruyucu ve dengeleyici rol oynamaya devam edeceği öngörülüyor.