Bu onarım, sadece tuğlayla değil; kelimeyle, şiirle, kitapla da yapılıyor. İşte tam bu yüzden, bu yılki Uluslararası Kahramanmaraş Kitap Fuarı sadece bir kültür etkinliği değil; aynı zamanda bir “toplumsal rehabilitasyon sahası.”
Yıkıntıların Arasından Yükselen Kültür
Depremin ardından Kahramanmaraş sokaklarında bir sessizlik hâkimdi. İnsanlar kayıplarının yasını tutarken, aynı zamanda “normalleşme”nin de yollarını arıyordu. Kitap fuarı tam da bu noktada, şehrin ruhunu yeniden canlandıran bir nefes gibi geldi. Çünkü kitap, yalnızca bilgi değil; dayanma gücü verir, hatırlatır, iyileştirir.
Fuar alanında çocukların elinde kitaplar, gençlerin imza sırasındaki heyecanı, yazarların samimi sohbetleri… Bunların her biri aslında şehrin yeniden ayağa kalktığının sembolü. Belki yaralar tamamen kapanmadı ama kelimeler artık pansuman görevi görüyor.
Kelimelerle Yeniden Kurulan Şehir
Kahramanmaraş, tarih boyunca edebiyatla anılan bir şehir oldu. Necip Fazıl’ın, Nuri Pakdil’in, Sezai Karakoç’un sesleri hâlâ sokaklarında yankılanıyor. Şimdi o seslere yeni yazarlar, yeni kelimeler ekleniyor. Kitap fuarı bu yönüyle geçmişle geleceği, hüzünle umudu bir araya getiriyor.
Deprem sonrası düzenlenen bu fuar, aslında bir tür diriliş manifestosu. Şehrin, “Ben buradayım, hâlâ okuyorum, hâlâ yazıyorum” deyişinin en somut hali.
Edebiyatın Şifa Gücü
Bir şehir yeniden doğacaksa, önce hikâyelerini geri almalı. Kahramanmaraş bunu yapıyor. Her imzalanan kitap, her yapılan söyleşi, her dinlenen şiir; şehrin hafızasında yeni bir iz bırakıyor. Kitap fuarı, kültürel iyileşmenin merkezinde duran bir kalp gibi atıyor.
Depremin bıraktığı yıkımı tamamen silemeyiz. Ama kültürle, sanatla, edebiyatla yeniden insan olmayı hatırlayabiliriz. Kahramanmaraş bunu başarıyor.