Türkiye'de milyonlarca hanenin geçimini doğrudan etkileyen asgari ücret maratonunda sona yaklaşıldı. Komisyonun ikinci toplantısını yapmasının ardından hesap makineleri bir kez daha çalıştı. Herkes 'asgari ücret ne kadar olacak?' sorusuna yanıt ararken, tecrübeli isimden ezber bozan bir çıkış geldi. SGK Uzmanı Özgür Erdursun, beklentilerin ötesine geçerek doğrudan o rakamı işaret etti.
ASGARİ ÜCRRET O TARİHTE AÇIKLANACAK
Sürecin sonuna yaklaşılmasıyla birlikte vatandaşın sabrı tükeniyor. Komisyonun çalışmaları hızlanırken, nihai kararın açıklanacağı tarih de netleşmeye başladı. Erdursun, takvimi işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
'Önümüzdeki hafta asgari ücretin ne olacağı belli olur ve açıklanır diye düşünüyorum. Zaten son haftaya da girmiş olacağız. Ayı da bitiriyoruz, yılı da bitiriyoruz. 1 Ocak 2026'dan itibaren geçerli olacak asgari ücret önümüzdeki toplantıda netleşir diye düşünüyorum ve açıklanır'
ASGARİ ÜCRET ZAM ORANINI AÇIKLADI
Enflasyon verileri ve yaşam maliyetleri kalem kalem hespalanırken, vatandaşın beklentisi de yüksek. Ancak Erdursun'un kulislerden edindiği izlenim ve teknik analizleri, belirli bir banda işaret etti. Erdursun, asgari ücretin geçen bir yıllık süre içerisinde yüzde 30 olarak belirlendiğini kaydederek şunları söyledi:
'Bu yıl da hedeflenen enflasyonun doğrultusunda onun da bir miktar üzerinde bir rakamla bir oranla asgari ücret belirlenir diye düşünüyoruz. Asgari ücretin yüzde yirmi beşler civarında artacağını biz öngörüyoruz.'
'Asgari ücretin 27.500 TL ile 28.000 TL bandında olacağını düşünüyoruz' diyen Erdursun, 'Tabii şu anda Türkiye'de 17.265.379 çalışan var. Özel sektörde 15.200.000 kişi. Kamuda 2.064.000 kişi. Türkiye'de ortalama ücretler 30.000 lira civarında. Kamuyla beraber 36.000 lira. Diğer ücretleri de çok yakından ilgilendirecek.' ifadelerini kullandı.
'ASGARİ ÜCRET KONUŞURSA YOKSULLUK ARTAR'
Sadece rakamları konuşmanın büyük resmi görmeye yetmediğini belirten Erdursun, asıl tehlikenin 'ortalama ücret' tuzağı olduğuna dikkat çekti. Asgari ücretin bir denge rakamı olması gerektiğini söylen Erdursun, 'Ortalama ücretler konuşursa toplumun refah seviyesi artar. Asgari ücret konuşursa yoksulluk artar. Bu nedenle asgari ücreti artık konuşmaktan vazgeçip diğer ücretleri ortalama ücretleri konuşmamız lazım' dedi.
Erdursun, sistemdeki çarpıklığı ise bir çalışan örneği üzerinden şu sözlerle açıkladı:
'10 yıldır çalışıyorum asgari ücretle. Şimdi 10 yıldır o kişi asgari ücretle çalışıyorsa o asgari ücret problemi değil aslında. O kişinin 10 yıl çalışıp asgari ücretle hala çalışan olarak gösterilmesi başlı başına sistemsel sorun bence orada gizli.'
MAAŞ ZAMMI TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİL!
Vatandaşın cebine giren meblağ artsa da alım gücünün neden yükselmediği sorusu gündemden düşmüyor. Erdursun, maaşlara yapılacak fahiş bir zammın domino etkisiyle iğneden ipliğe her şeye zam olarak döneceğini belirtti. Zincirleme etkiyi şu sözlerle özetledi:
'Bir de diyelim ki bugün asgari ücret 22.104 lira. Asgari ücreti biz diyelim ki 50.000 lira yaptık. Buna göre sigorta primi maliyeti, yemeği, yolu, tazminatları koyduk 100.000 lira oldu. Şimdi yanında bir kişi, üç kişi, beş kişi, on kişi bakın işletmeler küçük işletmeler çalıştıran kişilerin o kişinin o maliyetlerini karşılayabilmesi için ekmek satıyorsa ekmeği iki katına peynirin fiyatının üç katına, zeytinin fiyatını iki katına, pantolon iki katına işte tepeden tırnağa aklınıza ne geliyorsa mal ve hizmetlerin ürünleri de aynı oranda artar.'
Son olarak çözümün sadece rakam artışında değil, hayat pahalılığının dizginlenmesinde olduğunu vurgulayan Erdursun sözlerini şöyle noktaladı:
'Burada önemli olan asgari ücretin rakamından ziyade diğer bizim giderlerimiz hayatımızı sürdürebilmemiz için kira başta olmak üzere kira yani barınma gıda ve diğer harcamaların, oranların, rakamlarının daha az artış göstermesi gerekiyor ki elimize geçen paranın bir değeri olsun. Aksi hâlde rakamların artması hiçbir şey ifade etmez.'