Siyaset

Dervişoğlu: İmralı süreci Cumhuriyet’in temelini zedeliyor

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İmralı sürecinin Cumhuriyet ilkelerine zarar verdiğini ve devlet aklının tehlikeli bir yola girdiğini savundu.

Abone Ol

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı’nda yaptığı açıklamalarda İmralı sürecine sert eleştiriler yöneltti. Kürt vatandaşlarla devlet arasındaki ilişkinin doğrudan ve aracısız olması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, Abdullah Öcalan’ın siyasi muhatap haline getirilmesini Cumhuriyet’in temel değerlerine açık bir tehdit olarak değerlendirdi. Sürecin devam etmesi hâlinde, vatandaş-devlet ilişkilerinin kimlik temelli pazarlıklara dönüşebileceği uyarısında bulundu.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu tarafından İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'na gönderilen heyete dikkat çeken Dervişoğlu, sürecin Cumhuriyet'in Kürtler ile PKK arasında kurduğu 'kalın duvarları' zayıflattığını savundu. Dervişoğlu, 'İmralı süreci ve Abdullah Öcalan'ın doğrudan muhatap alınması, Kürtleri Öcalan'ın vesayeti altına almanın yolunu açmıştır. Şimdi ise devlet aklı, Kürtler ile PKK'yı ayırmaya çalışmak yerine Öcalan'ı Kürtlerin ulusal lideri yapma anlayışına doğru kaymıştır' ifadelerini kullandı.

#İhanetinZamanAşımıYok pic.twitter.com/xyjXfdZnzP

— Müsavat Dervişoğlu (@MDervisogluTR) November 26, 2025

Cumhuriyetin, vatandaşların devletle aracısız ve pazarlıksız ilişki kurabilmesi anlamına geldiğine dikkat çeken Dervişoğlu, sürecin devam etmesi hâlinde devlet ile vatandaş arasındaki doğrudan ilişkinin zarar göreceğini belirterek, farklı kimlik gruplarının liderleri üzerinden iktidar ile pazarlık yapmayı hak görebileceğini öne sürdü.

'Kürt vatandaşlarımızla ilişki kurmak için ne Öcalan'a, ne de PKK'ya ihtiyaç vardır' diyen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, sürecin devamının Cumhuriyet'e ve Anayasa'ya açık bir saldırı olduğunu, savcılarımızın dikkate alması gereken bir suç niteliği taşıdığını ifade etti.