Gündem

Ebu Lulu Kimdir? 2.000 Kişiyi Öldüren Milis Liderinin Korkunç İtirafı

"El Faşir Kasabı" lakaplı Ebu Lulu, Sudan'da en az 2.000 kişiyi öldürdüğünü itiraf ederken, sosyal medyada yayınladığı infaz videoları ile uluslararası tepki topladı.

Abone Ol

Uluslararası kamuoyunda "El Faşir Kasabı" olarak tanınan Ebu Lulu, Sudan'da en az 2.000 kişiyi öldürdüğünü itiraf etti. Sosyal medya hesaplarından paylaştığı infaz videoları ile dehşet saçan milis lideri, sivillere yönelik vahşetlerle gündeme geldi.

Sosyal Medyadan Yayılan Vahşet Görüntüleri

Sudan'daki iç savaşın en korkutucu figürlerinden biri haline gelen Ebu Lulu, gerçek adıyla El Fatih Abdullah İdris, işlediği insanlık suçlarını kendi sosyal medya hesaplarından belgeledi. TikTok üzerinden yayınladığı videolarda, tutukluları infaz ettiği ve sivillere yönelik acımasız katliamlar gerçekleştirdiği görüldü. Bu görüntüler, kendisine hızla "El Faşir Kasabı" lakabını kazandırdı.

"2.000 Kişiyi Öldürdüm, Daha Fazlasını Öldüreceğim" İddiası

Ebu Lulu, bir TikTok yayınında Sudan'da 2.000 kişiyi öldürmek istediğini, bu sayıya ulaştığını ve daha fazlasını öldürme niyetinde olduğunu açıkladı. Kendi ifadelerine göre hiçbir gruba bağlı olmadığını, devlete isyan eden özel savaşçı grubuna liderlik ettiğini iddia etti. Ancak uluslararası gözlemciler, onun Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile bağlantılı olduğunu belirtti.

Uluslararası Tepkiler ve Savaş Suçu İddiaları

Birleşmiş Milletler yetkilileri, El Faşir'de toplu infazlar yapıldığına dair güvenilir raporlar olduğunu açıkladı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, "toplu katliamlar, yağma, tecavüz ve insani yardım çalışanlarına yönelik saldırılar" dahil korkunç zulümler hakkında raporlar aldıklarını duyurdu. Sudan Doktorlar Sendikası ise bu eylemleri "soykırım, sistematik etnik temizlik ve tam teşekküllü savaş suçu" olarak nitelendirdi.

Tutuklanma ve Tepkiler

HDK sözcüsü, El Faşir'in kontrol altına alınması sırasında meydana gelen "ciddi ihlaller ve suistimallerden" sorumlu olanların, başında Ebu Lulu'nun da bulunduğu bir grubun tutuklandığını duyurdu. Ancak uzmanlar, bu tutuklamanın gerçek bir hesap verebilirlik süreci mi yoksa kamuoyunu yatıştırmak için bir "günah keçisi" mi olduğu konusunda şüphelerini dile getirdi.