Elektronik defterler, e-fatura ve e-irsaliye uygulamaları derken, verilerin toplanması ve analiz edilmesi artık eskisine kıyasla çok daha kolay. Bu sürecin en dikkat çekici adımlarından biri ise Vergi Denetim Kurulu tarafından geliştirilen KURGAN (Kuruluş Gözetimli Analiz Sistemi) oldu. Son dönemde birçok mükellefe KURGAN kapsamında yazılar gönderilmeye başlandı. Yazının kendisi bir inceleme emri değil; bilgi isteme niteliğinde. Ancak mükellefler açısından göz ardı edilmemesi gereken ciddi sonuçlar doğurabilecek bir süreç başlatıyor.
Peki KURGAN nedir, bu yazılar kimlere ve hangi kriterlere göre gönderiliyor? Bu yazıyı alan bir mükellef ne yapmalı? Burada mali müşavirlerin rolü ne olacak? En önemlisi, bu süreçte “pişmanlık hükümlerinden” yararlanmak mümkün mü? Gelin adım adım değerlendirelim.
KURGAN’ın Amacı ve İşleyişi
KURGAN, en basit tanımıyla yapay zekâ destekli bir risk değerlendirme sistemi. Vergi Denetim Kurulu, bu sistem sayesinde e-fatura, banka kayıtları, e-irsaliye ve benzeri verileri çapraz analiz ederek sahte belge kullanımını veya mutabakatlardaki uyumsuzlukları erkenden tespit etmeyi amaçlıyor. Burada önemli bir nokta, KURGAN’ın mükellefleri toptan etiketlememesi. Yani herhangi bir şirket doğrudan “sahte belge kullanıcısı” olarak yaftalanmıyor. Sistem, işlem bazında riskli görülen hareketleri işaretliyor ve yalnızca bu işlemler hakkında yazı gönderiliyor. Bu nedenle yazıların kapsamı sınırlı, ancak etkisi büyük.
Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanmak Mümkün mü?
KURGAN sürecinde en çok merak edilen konulardan biri, mükellefin bu aşamada pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkânı olup olmadığı. Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesi, mükelleflere vergi zıyaı cezasından kurtulma amacıyla pişmanlıkla beyanda bulunma imkânı tanıyor. Gönderilen yazılar bir vergi incelemesine başlama bildirimi olmayıp, bilgi isteme yazısı mahiyetinde olduğundan, mükellef pişmanlık hükümlerinden yararlanarak, hatalı beyanını kendi iradesiyle düzeltebilir.
İhtirazi Kayıtla Beyanname Vermek Mümkün mü?
KURGAN kapsamında gönderilen yazılar VUK’nun 148. Maddesi uyarınca mükelleflerden bilgi isteme niteliğinde olduğundan; yargı kararları uyarınca müeyyideli bir yazı niteliğinde olmadığından ihtirazi kayıtla beyanname vermek mümkün görünmüyor.
Mali Müşavirlerin Üzerine Düşenler
Bu süreçte mali müşavirlere de büyük bir görev düşüyor. Her ne kadar meslek mensuplarından doğrudan bilgi istenmese de, yazının mükellefle birlikte değerlendirilmesi, delillerin toparlanması ve savunma stratejisinin oluşturulması noktasında mali müşavirler çok önemli bir role sahip. Mükellefin beyannamesini düzeltmesi mi gerekiyor, yoksa olduğu gibi savunması mı, bu konuda yol göstermek ve süreleri dikkatle takip etmek mali müşavirin sorumluluğunda. Yanlış yönlendirmeler, ileride düzeltilmesi zor sonuçlara yol açabileceği için çok dikkatli olmak gerekiyor.
Sonuçta KURGAN yazısı, bir mükellef için sadece bir uyarı değil; aynı zamanda kendi vergi pozisyonunu gözden geçirmek ve gelecekteki risklerini yönetmek için önemli bir fırsattır. Bazıları için bu süreç bir yük, bazıları içinse sistemlerini daha şeffaf hale getirme ve iş ilişkilerini güçlendirme fırsatı olacaktır. Unutmayalım ki, vergi hukuku yalnızca rakamlardan ibaret değildir; güven, şeffaflık ve doğru belgeye dayalı ilişkiler her zaman en iyi savunmadır. KURGAN, aslında sadece bir yazı değil; vergi dünyasında yeni bir dönemin de habercisidir.