6 Şubat 2023 sabahı Türkiye, unutulmaz bir güne uyandı. Saat 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,8 büyüklüğündeki deprem sadece binaları değil, milyonlarca insanın hayatını da yerle bir etti. Yataklarında yakalanan insanlar, bir anda yıkılan duvarların, çöken apartmanların, karanlık ve soğuk sokakların içinde kendilerini çaresiz buldu. O ilk sarsıntı, milyonlar için hayatın hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağının işaretiydi.
Henüz yaralar sarılmaya, yakınlarını kaybedenler sevdiklerini aramaya başlamışken, aynı gün saat 13.24’te Elbistan merkezli 7,5 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Bu kez daha geniş bir alanda hissedilen sarsıntı, enkaz altında kalanların umutlarını iyice zorlaştırdı, kurtarma ekiplerinin işini iki kat ağırlaştırdı. İnsanlar, sadece binaların değil, kendi yaşamlarının da bir kez daha yerle bir oluşuna tanıklık etti.
Depremler Türkiye’de 11 ili doğrudan etkiledi, komşu ülke Suriye’nin kuzeyinde de büyük yıkıma neden oldu. Resmî verilere göre 53 binden fazla can toprağa düştü, yüzbinlerce insan yaralandı. Arkada kalanlar için her gün bir kayıp, her an bir acı, her sokak köşesi bir hatıraya dönüştü.
Ama bu felaket sadece rakamlarla anlatılamaz. Bir çocuğun annesini enkaz başında bekleyişi, bir babanın yıkıntılar arasından çıkan küçük bir oyuncağı göğsüne bastırışı, kardeşini kaybeden bir gencin gözyaşları… Depremlerin saatleri, 04.17 ve 13.24, artık sadece birer rakam değil; milyonlarca insan için hayatın öncesi ve sonrası arasındaki çizgiyi temsil eden zaman damgalarıdır.
Türkiye tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri olan Kahramanmaraş depremleri, sadece toprağı değil, kalpleri de derinden yaraladı. O gün, bir milletin acıyı paylaşmayı, yeniden ayağa kalkmak için kenetlenmeyi öğrendiği gündü.
