Kazanın ardından malulen emekli olan daha sonra engelli kadrosundan yeniden işe başlayan Zarplı, belediyenin farklı birimlerini değil yeniden itfaiyeyi seçti. Mesleğine tutkuyla bağlı olan ve santralde görevlendirilen Mümtaz Zarplı, verdiği mücadele sayesinde ilk defa bir itfaiye erinin vazife malulü olarak kabul edilmesini de sağladı.Sayısız yangında, depremde, kazada, kurtarma çalışmalarında görev alan İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, İtfaiyecilik Haftası’nı kutluyor. Ateş savaşçıları için önemli olan bu tarihte, ömrünü mesleğe adayan Mümtaz Zarplı’nın mücadelesi dikkat çekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyesinde görevli 55 yaşındaki Mümtaz Zarplı, 2007 yılında iş kazası geçirdi. Yangın söndürme tüpü eğitimi sırasında meydana gelen patlama nedeniyle iki bacağını birden kaybeden evli ve 2 çocuk babası Mümtaz Zarplı, bir yıl boyunca tedavi gördü. İki bacağına elektronik protez takılan Zarplı, ailesinin, sevenlerinin ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği destekle yeniden hayata tutundu. Malulen emekli olduktan sonra engelli kadrosuyla yeniden mesleğine dönen Mümtaz Zarplı, Güzelbahçe İtfaiye Grubu santralinde görev yapıyor. Gelen ihbarları değerlendiren, ekipleri olay yerine yönlendiren Zarplı, bacaklarını kaybetmesine rağmen mesleğinden hiç kopmadı.
“Zorluk yaşayan itfaiyeciler mesleğine sarılıyor” Fiziki olarak görevinden hiç emekli olmadığını, sadece görev yerinin değiştiğini vurgulayan Zarplı, tüm zorluklara rağmen hayata tutunmak için verdiği mücadeleden vazgeçmediğini söyledi. Bunun kendisine özel bir durum olduğunu düşünmediğini aktaran Zarplı, “Herhangi bir zorluk yaşayan bir itfaiyeci arkadaşıma dönüp bakıyorsunuz yine dört elle mesleğine sarılıyor. Çünkü işimizin böyle motive eden bir yanı var. İşin doğasından kaynaklı insana uzanmak, insana yardım etmek söz konusu ve ondan alınan haz ile alakalı bir durum.
İnsana dokunabilmenin hazzını alan birinin, o duygudan bir daha kolay kolay vazgeçebileceğini düşünmüyorum” dedi.
“Mesleğime hiç küsmedim” Derin bir sevgiyle bağlı olduğu mesleğine hiç küsmediğini belirten Mümtaz Zarplı, şunları söyledi: “İnsan kendini sorguluyor. Böyle olmayabilir miydi? Ne yapabilirdim? Ama bir yerden sonra durumu kabullenip, bundan sonra yapacaklarınıza odaklanıyorsunuz. Mantıklı olan, akılcı olan bıraktığımız yerden devam etmek. Burası bir aile. Buradan kopmak kolay değil. Çünkü o birliktelik duygusunu bir kez edindiyseniz, aidiyet duygusunu bir kez edindiyseniz, ondan vazgeçmek istemezsiniz. Herkesin böyle bir duyguyu tatmasını isterim.”
“İnsanın içinde hep bir özlem var” Bu yıl çok fazla yangın çıktığını, ekip arkadaşları gibi mücadele etmek için sahada olmayı çok istediğini dile getiren Mümtaz Zarplı, “İnsanın içinde hep bir özlem var. Hep olay yerinde olup müdahale etmek istiyorsunuz. Hele hele sözünü ettiğimiz konu orman yangınları olduğu zaman, bırakın itfaiyecileri, sivil yurttaşları da derinden üzen bir konu. Herkes elinden geleni yapmak istiyor” diye konuştu. Ayrıca mesleğe yeni başlayan itfaiye memurları için örnek bir insan olarak görülen Zarplı, “Yeni gelen itfaiye memurları ile güzel ilişkiler kuruyoruz. Gençler bir şeyler öğrenmek istiyor. En küçük ayrıntıdan bir şeyler çıkarmaya çalışıyorlar. O nedenle gençlerden çok umutluyum. Onlar için bir nebze iyi bir örnek olabiliyorsam ne mutlu bana” ifadelerini kullandı.
Teşkilata “vazife malulü” kavramını kazandırdı Zarplı yalnızca hayata, mesleğine tutunmak için savaşmadı. Aynı zamanda itfaiye teşkilatının çok önemli bir kazanım elde etmesini de sağladı. Verdiği mücadelenin ardından devletin kendisine “vazife malulü” unvanını verdiğini belirten Zarplı, şunları söyledi:
“Bu önemli bir vasıf. Devletin herhangi bir kurumunda ayrım olmaksızın hizmet vermiş bütün personeli malul duruma düştüğü zaman, vazife malulü sıfatı ile onurlandırması bence çok şık bir durum. Bunu değerli buluyorum. Bu konuda bir ilk. Daha önceki örneklere bakıldığında hayatını kaybeden, şehit olan arkadaşlarımız var. Yaralanan arkadaşlarımız var. Vazife malulü sıfatına erişen ilk itfaiyeciyim.”
“Sahadan asla kopmazdım” Yaşanan talihsiz kazanın ardından verdiği tüm mücadelenin normal olduğunu düşündüğünü söyleyen Zarplı, “Çevremdeki insanlar çok mücadeleci olduğumu söylüyor. Herkesin üzüldüğü bir kaza yaşandı. Arkasından tekrar hayata tutunmak önemli. Ailem, çocuklarım var. Her şeyi eskisi gibi yönetebilmek, yürütebilmek, hayatınızı idame ettirmek, iş yerinizde de bazı şeylerden geri kalmamak, görevlerinize devam edebilmek çoğu insan için bir örnek teşkil ediyor. Bu konuda övgü alıyorum ama özel olarak bir şey yapmadım. Olması gerekeni yapıyorum.
Mesleğe yeni başlayacak arkadaşlarımın kendilerine ‘Ben bu mesleği seviyor muyum veya sevebilir miyim’ diye sorması gerekiyor. Seviyorlarsa sonuna kadar gitsinler, sevmiyorlarsa hiç başlamasınlar. Çünkü sevilen bir işte başarı elde edilir. Ayrıca bu işin zorlukları çok fazla. 24 saat boyunca ailenizden ayrı kalıyorsunuz. Afetlerde, büyük orman yangınlarında günlerce eve gidemediğiniz zamanlar oluyor. Bu herkesin kabul edebileceği bir durum değil. Sahada aktif olarak çalışmayı çok özlüyorum. Eğer böyle bir durum yaşanmasaydı, sahadan asla kopmazdım. Bunun ihtimali bile yok. Mesleğimi çok seviyorum” dedi.
“Ondan güç alıyoruz” Zarplı’nın meslektaşları da kendisinden çok şey öğrendiklerini söyledi. 15 yıldır itfaiyede görev yapan itfaiye çavuşu Emrah Çeker, “Bize çok faydası oluyor. Dağcılık alanında tecrübeli. Bize bu alandaki deneyimlerini aktarıyor. Çok güçlü bir karakteri var. Umutsuzluğa kapıldığımız zaman ondan güç alıyoruz” dedi.
“Tecrübeleri bize yol gösteriyor” 13 yıllık itfaiye personeli Hasan Cengiz Güneş ise 5 yıldır birlikte çalıştıkları Mümtaz Zarplı’yı birçok yönden örnek aldıklarını ifade ederek, “Mesleki deneyimlerini bize aktarıyor. Bu bizim için büyük bir nimet. Onun biriktirdiği tecrübeler bize yol gösteriyor. İyi ki var ve iyi ki bizimle. Bizim için büyük bir şans. Onunla çalıştığımız için çok mutluyuz” ifadelerini kullandı.
İtfaiyeye yeni başlayacak Serkan Yılmaz da “Yapacağımız iş riskli ve dikkat gerektiren bir alan. O nedenle Mümtaz ağabeyi ilk gördüğüm zaman biraz endişelendim. Ama onun tecrübelerinin bizi besleyeceğine inanıyorum. Olaya gitmeden önce kendi can güvenliğimizi sağlamamız için bizi uyarıyor. Çünkü biz kendi can güvenliğimizi sağlayamazsak kimseye yardımcı olamayız” diye konuştu.