Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Mardin il teşkilatının açılış töreninde yaptığı konuşmayla yine gündem yarattı. Destici, nüfus artışını teşvik etmek için "radikal" olarak nitelendirdiği bir öneride bulundu. BBP lideri, devlet memurluğu ve kamu işçiliği için evlilik şartı getirilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, iş başvurularında evli adayların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti. Bu açıklamalar, sosyal medyada ve kamuoyunda hızlı bir şekilde tartışma konusu oldu.
Destici: "Evli Olan Tercih Edilsin"
Mustafa Destici, konuşmasında öncelikle evliliği teşvik eden mevcut yardım ve kredi uygulamalarının yetersiz olduğunu belirtti. Daha somut adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Destici, "İki kişi bir yere iş için başvuru mu yaptı? Evli olan tercih edilsin" şeklinde konuştu. Gerekçe olarak ise işsiz bir bireyin evlenmesinin zorluğunu gösterdi. Destici'ye göre, istihdamda evlilere öncelik tanınması, aile kurmayı kolaylaştıracak ve nüfus politikalarını destekleyecek bir adım olacak.
"Evlenmemiş Adamı Devlet Memuru Yapmayacaksın"
Destici, önerisini daha da ileri götürerek belli bir yaş sınırından sonra evlenmeyen bireylerin kamuda istihdam edilmemesi gerektiğini savundu. "Evlenmemiş adamı devlet memuru ya da kamu işçisi yapmayacaksın" diyen BBP lideri, bu kararın cesur bir adım olduğunu kabul etti. "Ben şahsen, bana milletim yetki versin bu kararları alırım" ifadesini kullanan Destici, gerekçesini "Çünkü bizim bu milleti yaşatmamız lazım. Nüfus bir milletin en büyük zenginliğidir" sözleriyle açıkladı. Bu açıklamalar, bireysel tercih ile devlet politikası arasındaki dengeye dair tartışmaları alevlendirdi.
Daha Önce de "Kuzu Kestiriyorum" Önerisiyle Gündem Olmuştu
Bu, Mustafa Destici'nin ilk kez tartışma yaratan bir öneride bulunması değil. BBP lideri, daha önce katıldığı bir televizyon programında yüksek gıda fiyatlarına karşı alışılmadık bir tasarruf önerisi sunmuştu. "Ben gidip kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum" diyen Destici, bu sözleriyle de geniş yankı uyandırmıştı. Her iki açıklama da, siyasi söylemlerin medya ve kamuoyunda nasıl hızla yayılabildiğini ve farklı kesimlerden nasıl tepkiler alabildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, bu tür önerilerin toplumsal kabulü ve uygulanabilirliği konusunda ciddi soru işaretleri olduğuna dikkat çekti.
