DEM Parti Sözcüsü ve Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki konuşmasında Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Lideri Mesud Barzani'nin Cizre ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulundu. Doğan, ziyaretin tarihi önem taşıdığını vurguladı ancak organizasyonda partisinin dışlandığını öne sürdü. DEM Parti'nin Cizre'de yüzde 90'a yakın oy oranına sahip olmasına karşın, ziyaretin Şırnak Valiliği, Kaymakamlığı ve Üniversitesi tarafından düzenlendiği ve kendilerinin süreçten dışlandığı belirtildi. Bu durum, siyasi temsiliyet ve protokol konularında yeni bir tartışma başlattı.
"Cizre'de Yüzde 90 Oy Almamıza Rağmen Yok Sayıldık"
Ayşegül Doğan, Meclis'te yaptığı konuşmada, "4. Uluslararası Melayê Cizîrî Sempozyumu" kapsamında düzenlenen etkinlikte DEM Parti olarak yer almadıklarını ifade etti. Doğan, "Biz Cizre'de yüzde 90 oy alıyoruz neredeyse. Tüm engellemelere, baskılara rağmen yıllardır bu böyle. Şırnak genelinde birinci partiyiz, 3 milletvekilimiz ve belediye eş başkanlarımız var. Ancak biz bu organizasyonda yok sayılmaya çalışıldık" şeklinde konuştu. Bu açıklama, yerel siyasi temsilin resmi organizasyonlarda nasıl karşılık bulduğu sorusunu gündeme getirdi. Doğan, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Gülşen Orhan ve İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu'nun ise etkinlikte hazır bulunduğunu kaydetti.
Ziyaretin Tarihi Önemi ve Yeni Sürece İlişkin Görüşler
Doğan, yaşanan protokol sorununa rağmen Barzani'nin ziyaretinin bölge halkı ve siyaseti açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. DEM Parti Sözcüsü, "Kentin belediye eş başkanları ve bizler için takdir edersiniz ki Sayın Mesud Barzani'nin Cizre'ye gelmesi tarihsel açıdan da süreç açısından da çok büyük bir önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Türkiye'de konuşulan yeni sürecin başarısı için "adalet, hukuk ve demokrasi" temelinde yeni bir dil ve yönteme ihtiyaç olduğunu belirtti. Doğan, bu değişimin bütçe politikalarına da yansıması gerektiğini sözlerine ekledi.
"Süreç Araçsallaştırılmamalı" Uyarısı Yapıldı
Ayşegül Doğan, konuşmasında önemli bir uyarıda daha bulundu. Mevcut siyasi sürecin hiçbir siyasi parti tarafından kendi güçlerini artırmak için araçsallaştırılmaması gerektiğini savundu. "Bize dil uyarısı yapanlar, aynı özeni kendileri de göstermeli. Bu kritik eşik yalnızca bize değil, iktidara ve muhalefete de sorumluluk yüklüyor" diyen Doğan, sürecin tüm taraflar için ortak bir sorumluluk alanı olduğunu vurguladı. Bu açıklamalar, siyasi diyalog ve çözüm süreçlerinde tarafsızlık ve kapsayıcılık ilkelerinin önemini bir kez daha hatırlattı.
