Kahramanmaraş denilince akıllara önce deprem, ardından dondurma ve biber geliyor. Oysa bu kadim şehrin tam kalbinde, saklı kalmış bir hazine, sessizce gün yüzüne çıkmayı bekliyor:

Germanicia Antik Kenti. Modern yaşamın tam ortasında, apartman temellerinin birkaç metre altında, geçmişin ihtişamı uyuyor. Bu keşfin hikâyesi, 2007 yılına dayanıyor. Bir inşaat kazısı, sıradan bir günde, tarihi temellerden farklı bir şeye, renkli taşlara rastladı. O renkli taşlar, bugün üzerinde yürüdüğümüz semtlerin altında, Geç Roma ve Erken Bizans dönemine ait bir kentin, zengin bir eyalet merkezinin varlığını ele veriyordu. Ortaya çıkan mozaikler, yalnızca arkeoloji dünyasını değil, şehrin kaderini de değiştirebilecek nitelikte.
Bu mozaikler sıradan değil. Mitolojiden sahneler, geometrik desenler ve gündelik hayatın izlerini taşıyan bu eserler, buranın sıradan bir yerleşim yeri olmadığını, imparatorluğun ileri gelenleri için inşa edilmiş görkemli villalara ev sahipliği yaptığını anlatıyor bize.Her bir parça, bin beş yüz yıl öncesinin sosyal yaşamına, zevkine ve sanatına dair sessiz bir tanık gibi.
Yaşadığımız büyük deprem, bu kırılgan hazine için büyük bir tehdit oluşturdu. Hepimizin aklına, henüz ortaya çıkarılmamış olanların akıbeti düştü. Neyse ki koruma altındaki alanların büyük bölümü bu sınavdan hasarsız çıktı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ekipleri, zor koşullar altında dahi çalışmaları aksatmadı ve gerekli önlemleri alarak bu mirası sahiplendi. Bu, sadece bir taşın, bir mozaiğin korunması değil; bir şehrin hafızasının, kimliğinin korunmasıdır.