Türkiye gayrimenkul sektöründe son 22 yılın en kritik dönemine girildi. 2003 yılından bu yana ilk kez “net konut dengesi” sıfırın altına indi. Bu durum, üretilen konut sayısının talebi karşılayamadığını, yani ülkede konut açığının hızla büyüdüğünü gösteriyor. Uzmanlara göre yüksek maliyetler, artan faiz oranları ve yeni projelerdeki durgunluk, arz tarafını neredeyse felç etti.
Maliyetler Zirvede, Projeler Askıda
İnşaat sektöründe çimento, demir, enerji ve işçilik maliyetlerinin son iki yılda yüzde 300’e yakın artması, müteahhitleri yeni yatırımlardan uzaklaştırdı. Bankaların yüksek faiz politikaları da hem üretici hem de tüketici tarafında finansmana erişimi zorlaştırıyor. Konut kredilerinde faizlerin aylık yüzde 4’ün üzerine çıkmasıyla, konut alım gücü ciddi biçimde azaldı.
“Konut Açığı Her Ay Büyüyor”
Gayrimenkul uzmanları, mevcut üretim temposuyla her yıl yaklaşık 700 bin konutluk bir açık oluştuğunu belirtiyor. Kentsel dönüşüm projelerinin yavaşlaması da tabloyu ağırlaştırıyor. Özellikle büyük şehirlerde kiralık ev bulmanın giderek zorlaştığına dikkat çeken uzmanlar, “Arzın düşmesi, kiraları da kontrolsüz şekilde yukarı çekiyor” uyarısında bulunuyor.
Uzmanlardan Çözüm Çağrısı
Ekonomi analistleri, konut krizinin çözümü için kamu destekli kredi paketlerinin ve düşük maliyetli sosyal konut projelerinin devreye alınması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde 2026’da konut fiyatlarının yeni rekor seviyelere ulaşacağı tahmin ediliyor.