ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlar başlattığını geçtiğimiz hafta duyurmuştu. Bu açıklamanın ardından Rusya'nın en büyük ikinci petrol üreticisi Lukoil, uluslararası varlıklarını elden çıkarmayı planladığını belirtti. ABD'nin yaptırım kararı ile Rusya'nın dev petrol firması uluslararası varlıklarını elden çıkarmaya karar verdi. Lukoil, uluslararası yatırımlarını elden çıkarma kararı aldı. Şirketten yapılan açıklamada, potansiyel alıcıların tekliflerinin değerlendirilmeye başlandığı söylendi.
Türkiye'de 600 Şube Bulunuyor
Türkiye'de 600 şubesi bulunan Lukoil açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Varlıkların satışı OFAC tasfiye lisansı kapsamında gerçekleştirilmektedir. Gerekirse, uluslararası varlıkların kesintisiz operasyonlarını sağlamak için lisansın uzatılması için başvuruda bulunacağız". Şirketin Türkiye'deki geniş şube ağı dikkat çekiyor.
Dünyanın En Büyük Petrol Alanı da Satışta
Lukoil, küresel petrol üretiminin yaklaşık yüzde 2'sini sağlıyor. Şirketin en büyük yabancı yatırımı, Irak'taki West Qurna 2 petrol sahasında sahip olduğu yüzde 75 hisse. Bu saha, dünyanın en büyük petrol alanlarından biri olarak biliniyor ve Nisan 2025 itibarıyla günlük 480 bin varilin üzerinde üretim gerçekleştiriyor. Bu önemli varlığın da satış listesinde yer aldığı belirtiliyor.
Avrupa'daki Rafineriler de Satış Listesinde
Lukoil'in elden çıkarmayı planladığı varlıklar arasında Bulgaristan'daki Lukoil Neftohim Burgas rafinerisi (190 bin varil/gün kapasiteyle ülkenin en büyük petrol tesislerinden biri) ve Romanya'daki Petrotel rafinerisi bulunuyor. Şirket ayrıca Macaristan, Slovakya ve Türkiye'deki STAR Rafinerisi'ne petrol tedarik eden önemli bir oyuncu konumunda. Bu nedenle satış planının, bölgesel enerji arz zincirinde önemli etkiler doğurabileceği değerlendiriliyor.
Yaptırımlar Enerji Devlerini Zorluyor
Uzmanlara göre, Batı'nın enerji sektörüne yönelik yaptırımları, Rus petrol devlerinin küresel operasyonlarını sınırlıyor. Lukoil'in bu kararı, yaptırımların etkisini azaltmak ve finansal akışını güvence altına almak için "zorunlu bir stratejik adım" olarak yorumlanıyor. Sürecin yakından takip edildiği ifade ediliyor.




