Kahramanmaraş’ta son dönemde teslim edilen birçok yeni konutun hâlâ eksiklerle dolu olması, şehirdeki en büyük emlak sorunlarından biri hâline geldi.
Depremin yaralarını sarmaya çalışan bir şehirde vatandaşlar, yeni bir eve kavuşmanın sevincini yaşaması gerekirken, teslim sonrası ortaya çıkan eksiklerle mücadele ederek ikinci bir zorlu sürecin içine giriyor. Tesisat arızaları, yalıtım eksiklikleri, yarım bırakılmış peyzaj çalışmaları, ince işçilik kusurları ve teslim sonrasında ulaşılması güç müteahhitler… Bunların her biri, bir konutun sadece beton ve sıvadan ibaret olmadığını hatırlatıyor.
Ev sahibi olmak zaten ekonomik olarak zorlayıcı hâle gelmişken, vatandaşların eksik teslim edilen daireleri kendi imkânlarıyla tamamlamaya çalışması, maddi yükü iki katına çıkarıyor. Bu durum yalnızca bireysel mağduriyet yaratmakla kalmıyor; tüm sektöre olan güveni de derinden sarsıyor. Çünkü bugün Kahramanmaraş’ta en çok duyulan cümlelerden biri şu: “Evet bina yeni, ama eksikleri bitmedi.” Bu ifade hem sektörün algısını hem de markaların itibarını zedeliyor.
Bu sorunun çözümü ise aslında çok karmaşık değil. Teslim öncesi bağımsız eksper denetimi, daha sıkı kontrol mekanizmaları, müteahhitlerin garanti süreçlerini şeffaf bir şekilde yürütmesi ve teslim sonrası hizmet anlayışının güçlendirilmesi… Tüm bunlar hem sektörde kaliteyi yükseltir hem de vatandaşların güvenini artırır. Çünkü bu şehir artık sadece binaları değil, güveni de yeniden inşa etmek zorunda.
Kahramanmaraş büyüyor, gelişiyor, yenileniyor. Ancak unutulmamalıdır ki bir şehri ayakta tutan sadece yükselen binalar değil; o binaların içinde huzurla yaşayacak insanların memnuniyetidir. Gerçek başarı, anahtarın teslim edildiği gün değil, o evde geçirilen ilk gecede hissedilen güvenle ölçülür.