İnsan, doğduğu andan itibaren bir yerlere ait olma ihtiyacı duyar. Aile, arkadaş çevresi, sosyal ortamlar… Hepsi, varlığımızı hissettiğimiz, kendimizi ifade edebildiğimiz yerler olmak zorundadır.

Ancak zaman içinde fark ederiz ki bazı mekânlarda, bazı insanların yanında kendimizi yabancı hissederiz. Sanki ruhumuz oraya ait değilmiş gibi bir his kaplar içimizi. Bu his, yavaş yavaş bir iç sıkıntısına, ardından kaçma isteğine dönüşür. Çünkü insan, kendisini hissetmediği yerde barınamaz.

Kaçışın ardında, aslında kabul edilme isteği yatar. İnsan, olduğu gibi görüldüğü, anlaşıldığı ve değer gördüğü bir ortam arar. Fiziksel varlığımız bir mekânda bulunsa da, ruhumuz oraya ait değilse bir eksiklik hissederiz. Düşüncelerimizi özgürce dile getiremediğimiz, olduğumuz gibi kabul edilmediğimiz her ortam, aslında bizi yavaş yavaş yok eden bir boşluğa dönüşür. İşte tam da bu yüzden, bazen ortamlarımızdan, arkadaş çevremizden hatta ailemizden bile uzaklaşırız. Çünkü bir yerde fiziksel olarak bulunmak, oraya ait olduğumuz anlamına gelmez.

Peki, neden bizi gerçekten olduğumuz gibi kabul eden yerleri bulmaya çalışırız? Çünkü insan, ancak varlığıyla kabul edildiği yerde huzur bulur. Dış görünüşüyle, düşünceleriyle, hayalleriyle, duygularıyla tamamen olduğu gibi benimsendiği zaman mutlu olur. Dost, arkadaş, aile dediğimiz kavramların özü de budur: Bizi olduğumuz gibi kabul etmek. O yüzden, bizi kalıplara sokmaya çalışan, değiştirmek isteyen ya da varlığımızı sorgulayan her yer, bizim için bir yük haline gelir.

Kendi benliğimizi hissetmediğimiz yerde kalmaya devam etmek, aslında kendimize ihanet etmektir. Bu yüzden, ruhumuzun huzur bulduğu insanları ve ortamları aramak bir zorunluluktur. Bu bir kaçış değil, bir arayıştır. Bizi gerçekten anlayan, yargılamayan, değiştirmeye çalışmayan insanlarla bir arada olmak, ruhumuzun nefes almasını sağlar. Hayatın içinde yol alırken, bizi biz olduğumuz için seven, yanlarında kendimizi bulduğumuz insanları keşfetmek en büyük kazançtır. Çünkü insan, ancak kendisini hissettiği yerde gerçekten vardır.