Türkiye, dünyanın en kritik doğal kaynaklarından biri olan nadir toprak elementleri (NTE) alanında büyük bir potansiyele sahip. Eskişehir’in Beylikova bölgesinde bulunan 694 milyon tonluk dev rezerv, Çin’in ardından dünyanın ikinci büyük kaynağı olarak kabul ediliyor. Enerji, savunma ve teknoloji sanayisi için hayati öneme sahip bu elementlerin işlenmesiyle Türkiye’nin küresel üretim zincirinde üst sıralara çıkması hedefleniyor.

Çin’in Hakimiyetine Alternatif Olabilir

Küresel üretimin yüzde 69’unu elinde bulunduran Çin, nadir element pazarında belirleyici ülke konumunda. Ancak son dönemde yaşanan ticaret gerilimleri, Batılı ülkeleri alternatif tedarik arayışına yöneltti. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Akademisi tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye’nin bu alanda geliştireceği iş birlikleri sayesinde Çin’e bağımlılığı azaltan bir üretim merkezi haline gelmesi mümkün. Raporda, “Nadir element arzı artık jeopolitik bir silaha dönüşmüştür” tespiti yer aldı.

MİT Raporu: “Jeopolitik Güç Unsuru”

MİT’in değerlendirmesine göre, nadir elementlerin stratejik değeri artık enerji kadar kritik. Çin’in bazı elementlerin ihracatını ABD’ye yasaklaması sonrası, bu kaynakların savunma sanayisinde “jeopolitik silah” olarak kullanılabileceği öngörülüyor. Türkiye, sahip olduğu rezervlerle hem Avrupa hem de Asya pazarları için yeni bir tedarik üssü olma potansiyeline sahip.

Birleşik Krallık'ın tarihi binaları Türk halılarıyla döşenecek
Birleşik Krallık'ın tarihi binaları Türk halılarıyla döşenecek
İçeriği Görüntüle

Beylikova Sahası ve Üretim Hedefi

Eskişehir Beylikova’daki pilot tesis, ilk etapta 1200 ton cevher işleyecek. Daha sonra kapasitenin 570 bin tona çıkarılması planlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tesisin yıllık 220 milyon dolarlık ekonomik katkı sağlayacağını açıklamıştı. Sahada toplam 17 elementin 10’unun tespit edildiği, bunların arasında seryum, neodimyum, gadolinyum, samaryum ve praseodimyum gibi stratejik minerallerin bulunduğu belirtildi.

Savunma ve Teknoloji İçin Kritik Değer

Bu elementler, F-35 savaş uçağında yaklaşık 410 kilogram, nükleer denizaltılarda ise 4 tona kadar kullanılıyor. Mıknatıs teknolojileri, radar sistemleri, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji türbinleri bu hammaddelere doğrudan bağlı. Uzmanlara göre, Türkiye bu zinciri ham madde üretiminden ileri teknoloji ürünlerine kadar genişletirse, savunma ve enerji alanında dışa bağımlılığı büyük ölçüde azaltabilir.

Bilimsel Kullanımlar ve Sağlık Teknolojileri

Nadir elementler yalnızca sanayide değil, tıp alanında da önemli rol oynuyor. Gadolinyum beyin tümörlerinin tespitinde, samaryum kemik metastazı tedavisinde, neodimyum ise cilt kanseri lazerlerinde kullanılıyor. Uzmanlara göre bu yönüyle Türkiye, sağlık teknolojilerinde de stratejik bir atılım gerçekleştirebilir.

Türkiye’nin Yeni Rolü

Türkiye Kritik Mineral İnisiyatifi Kurucusu Sait Uysal, doğru stratejilerle ülkenin küresel bir oyuncuya dönüşebileceğini belirtiyor. Uysal, “Japonya, Güney Kore, ABD veya Avrupa ülkeleriyle teknoloji odaklı iş birlikleri kurulursa, Türkiye sadece hammadde sağlayıcısı değil, üretim merkezi olur” değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: HABER MERKEZİ