Türkiye'nin dijital sağlık altyapısındaki dönüşümü ve yapay zekâ tabanlı klinik uygulamaları, Antalya'da düzenlenen HIMSS Eurasia Sağlık Bilişimi ve Teknolojileri Eğitimi, Konferans ve Fuarı'nda geniş bir çerçevede ele alındı. 27–29 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen etkinlik, 17 ülkeden bin ziyaretçiyi bir araya getirirken, açılış törenine katılan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Türkiye'nin dijitalleşme yol haritasına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.
"Sağlık sistemimizi klasik yöntemlerle idare etmek ülkemizin potansiyelini kısıtlamak olacaktır"
Bakan Memişoğlu, Türkiye'nin sağlık altyapısında son 25 yılda gerçekleşen dönüşümün temelinde dijitalleşme ve teknoloji kullanımının bulunduğunu belirterek, "Sağlık hizmeti sunumunda devreye aldığımız teknoloji, altyapı, yazılım ve uygulamalar Türkiye'de dijital dönüşümün öncüsü oldu. Dijital sağlık alanında dünya çapında marka ülke haline geldik. ‘Sağlıklı Türkiye Yüzyılı' vizyonu, dijitalleşmenin ötesine geçmiş, elimizdeki veriyi bilgiye, bilgiyi değere ve üretime dönüştüren yeni bir aşamaya evrilmiştir" ifadelerini kullandı.
Küresel sağlık taleplerinin hızla değiştiğini, artan nüfus, hastalık profilleri ve krizlerin sağlık sistemlerini yeniden şekillendirdiğini belirten Memişoğlu, yeni dönemde klasik yönetim modellerinin yeterli olmadığını söyledi. Bakan, "Endüstri 4.0 dediğimiz, nesnelerin internetini, büyük veriyi ve yapay zekâyı konuştuğumuz bu çağda sağlık sistemimizi klasik yöntemlerle idare etmek ülkemizin potansiyelini kısıtlamak olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
"Dünyanın en saygın sağlık merkezleri arasındayız"
Konuşmasında Türkiye'nin dijital hastane derecelendirmesindeki konumuna da geniş yer veren Bakan Memişoğlu, EMRAM Seviye 7 düzeyindeki hastanelerin hasta güvenliği ve klinik kalite açısından küresel standartları temsil ettiğini belirtti. Memişoğlu, "2025 yılı itibarıyla, dijital hastane derecelendirmesinde "Tam Olgunluk" anlamına gelen, yani teknolojinin hasta güvenliği için en üst düzeyde kullanıldığı EMRAM Seviye 7 sertifikasına sahip hastane sayımızı 9'a yükselttik. Bu hastanelerimiz sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en saygın sağlık merkezleri arasındadır. Ayrıca Seviye 6 kategorisinde yüzlerce hastanemizle, sağlıkta dijital standartları Anadolu'nun en ücra köşesine kadar yaygınlaştırdık. Dijitalleşme sürecimiz sadece hastane duvarları arasında değildir. Biz, veriyi yöneten değil, veriden değer üreten bir ülke konumundayız" şeklinde konuştu.
"Sağlık bilgisini mekânın ve zamanın sınırlarından kurtardık"
Türkiye'nin kişisel sağlık kayıt sistemi e-Nabız'ın dijital dönüşümün en güçlü ayaklarından biri olduğunu söyleyen Memişoğlu, 15–20 yıl önce hastanelerde dosya ve film taşınan dönemleri hatırlatarak, "e-Nabız sistemiyle bu devri kapattık. Artık elimizdeki bu telefonla bile hastamızın en güncel röntgenini, tomografisini anında görüyoruz. Bizim geldiğimiz noktada; Sağlık bilgisini, mekânın ve zamanın sınırlarından kurtardık. Artık tüm verilerinizle, tüm sistemlerimizle sağlık, sizinle birlikte hareket ediyor, sizinle geliyor. Bu, koruyucu hekimlikten teşhise kadar vatandaşlarımıza sağladığımız en büyük kolaylık ve en güçlü güvencedir" sözleriyle dijital veri yönetiminde gelinen noktayı özetledi.
Üç yapay zekâ projesi: ARİS, METRA, RADİS
Memişoğlu, TÜSEB ve ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen üç yerli yapay zekâ çözümünün sahada kullanılmaya başlandığını açıklayarak, şöyle devam etti:
"Birincisi: ARİS – Yapay Zekâ Destekli Mobil Röntgen Sistemi. Düşünün ki; yoğun bakımda veya acil serviste bir hastamız var. Saniyelerin önemli olduğu bir an. Çekilen akciğer grafisini, cihaz üzerindeki yerli yapay zekâ anında analiz ediyor. Pnömotoraks mı var? Akciğerde sıvı mı toplanmış? Entübasyon tüpü doğru yerde mi? ARİS, saniyeler içinde hekime "Buraya dikkat et" diyor. Bu sistem, yüz binlerce görüntüyle eğitildi. Türkiye, bu teknolojiyi artık kendi mühendisleriyle üretiyor. İkincisi: METRA – Ulusal Mamografi Taramasında Yerli Yapay Zekâ. Her yıl KETEM'lerimizde 1,2 milyon kadınımıza meme kanseri taraması yapıyoruz. Bu devasa bir veri ve büyük bir sorumluluk. Geliştirdiğimiz METRA sistemi, radyologlarımıza "ikinci bir göz" oluyor. Gözden kaçabilecek en küçük lezyonu, milimetrik riskleri işaretliyor. Günde 4 bin, gerekirse 15 bin mamografiyi analiz edebilen bu sistemle, kanseri çok daha erken evrede yakalıyoruz. Hata payını minimize ediyoruz. Üçüncüsü: RADİS – Akılcı Görüntüleme Karar Destek Sistemi. Hastanın şikâyetine ve klinik tablosuna göre "En doğru tetkik hangisidir?" sorusuna, bilimsel kılavuzlar ve yapay zekâ desteğiyle yanıt veriyoruz. Bu anlattıklarım birer hayal değil, bugün sahadaki gerçeklerimizdir."
"Sağlıkta tam bağımsızlık, savunma sanayii kadar kritik"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk tıp dünyasına yönelik mesajını da aktaran Memişoğlu, sağlık alanındaki vizyonun sürdürüleceğini söyledi.
Bakan Memişoğlu, Türkiye'nin inovasyon ve yerli üretim hedefinin altını çizerek, "Sağlıkta tam bağımsızlık, en az savunma sanayindeki bağımsızlık kadar kritiktir, stratejiktir. Nasıl ki savunma sanayinde yerlilik oranımızı zirveye taşıdıysak, sağlık endüstrisinde de aynı başarı hikayesini yazacağız" ifadesini kullandı.
Konuşmanın sonunda bilim insanlarına, sağlık çalışanlarına ve girişimcilere çağrı yapan Memişoğlu, "'Yeni bir şey söyleyeceğim, yeni bir şey üreteceğim' diyen kim varsa biz onun yanındayız" sözleriyle Türkiye'nin fikirden ürüne uzanan tüm inovasyon süreçlerini desteklediklerini belirtti.




