Uluslararası teknoloji firmaları ultra işlemcili yeni dizüstü bilgisayarlarını tanıtmaya devam ediyor. Her alanda etkisini fazlaca hissettiren yapay zekâ savaştan sanayiye birçok sektörde güçlenerek büyüyor. Bizlerde nereye gitsek bu büyümenin etkisini fazlasıyla hissediyoruz.

Teknolojinin olmazsa olmazı haline gelen yapay zekâ kendi sektörümde yazıdan fotoğrafa her şeyi üretiyor. Mesleğe yeni başlayan genç kardeşlerimde özellikle haber yazma konusunun tamamen yapay zekaya bırakıldığını görüyorum (kendi çalıştığım kurumda dahil). Yanında getirdiği birçok kolaylıkla beraber fikir üretmek zorunda olan bizleri tembelliğe iterek yorumlama yetimizi bir şekilde elimizden alıyor. Hani halk arasında “Bu robotla gelişecek, bir gün işimizi elimizden alacak” diye bilimkurgusal bir espri vardır ya işte bu bugün yerini sanırım gerçeğe bırakıyor.

AR-GE yerine Yapay Zekâ

Teknoloji yatırımları açısından durağan geçen 2022 yılının ardından, 2023'ün ilk yarısında teknolojinin iş dünyasında ve toplumda ilerlemenin katalizörü olma potansiyeline dair heyecanın yeniden canlandığını hepimiz gördük. Birçok büyük kuruluş yıllık gelirinin bir kısmını yapay zekâya harcıyor.

McKinsey tarafından yapılan bir çalışmada, yapay zekânın potansiyel ekonomik değerinin 17 trilyon ila 26 trilyon dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Yapay zekânın durumuna ilişkin yıllık McKinsey Küresel Araştırmasına yanıt veren kuruluşların yapay zekâyı benimseyen oranının iki kattan fazla artarak 2017'de yüzde 20'den 2022'de yüzde 50'ye çıktığını gösteriyor. 2022 anketi ayrıca yapay zekâyı benimsemenin önemli mali faydalar sağlayabileceğini gösteriyor: Katılımcıların yüzde 25'i, şirketlerinin faiz ve vergi öncesi kazancının (FVÖK) yüzde 5 veya daha fazlasını yapay zekâya atfediyor. Son yıllarda yakaladığı ivmeye bakarsak yapay zeka, kötü niyetli kullanıcıların elinde Elon Musk’un tabiri ile korkutucu bir hale gelebilir.

Depremlerde kullanılamaz mı?

Yapay zekâ, bir insanın yapabileceği bazı görevleri daha fazla veriyle daha hızlı bir şekilde yapılmasına imkân tanıyarak, hayatımızı kolaylaştırıyor. Sesli asistanlar, dil çevirileri, öneri sistemleri, navigasyon, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, e-ticaret ve yardımcı robot uygulamalarıyla günlük hayatımızda yer alan yapay zekâ, siber güvenlik ve savunma sanayi gibi sektöre özel stratejik çalışmalarda da kullanılıyor. Madem bu kadar gelişmiş bir teknoloji neden depremlerde ve barışçıl çözümlerde faydalanmıyoruz? Cumhurbaşkanlığının bu yönde fazlaca çalışmaları ve oluşturduğu dijital ofisler var. Fakat yetmemeli. Özellikle yerel yönetimlerin ve kritik kurumların bu zekaya uygun çalışmalar yürütmesi kaçınılmaz bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bana göre tamamen Türk yazılımı bir yapay zekanın biran önce hayatımıza entegre edilmesi ve bunun her alanda desteklenmesi gerek. Depremde ilk günden beri sahada olan biri olarak şunu gözlemledim. Bizler insanoğluyuz. En kritik görevlerde de bulunsak hepimizin sorumlu olduğu ve öncelik verilmesi gerekenler var. En azından bu kritik salgın, deprem ve savaş gibi durumlarda insanoğlunun hayatına entegre edilecek iyi huylu bir yapay zeka birçok felaketin önüne geçebilir…