İmar ve ihya etmek, adeta taş üstüne taş koymak gibidir; sabır ve emek gerektirir.
Oysa yıkmak ve yok etmek, bir rüzgâr gibi gelir geçer. Mehmet Akif Ersoy’un sözlerinde bu gerçek yankı bulur:
“Gel yıkalım şu Süleyman'ı desem, iki kazma kürek, iki de ırgat yeter. Hadi gel yapalım geri şunu desen, bir mimar Sinan gerek, bir de Kanuni Sultan Süleyman.”
İşte bu satırlar, bize zoru ve kolayın ayrımını gösterir.
6 Şubat 2020'de, Kahramanmaraş'ı derinden sarsan büyük bir deprem felaketi yaşandı.
Bu felaketin ardından şehrin yeniden inşa ve ihya süreçlerinde karşılaşılan zorluklar, sabır ve metanet gerektirdi. Fakat her gecenin bir sabahı vardır; geçen iki yıl içinde umut dolu adımlar atıldı.
Bu sürecin önemli kilometre taşlarından biri, Azerbaycan Mahallesi'nin açılışı oldu. İlk günden beri yanımızda olan kardeş ülke Azerbaycan’ın desteği, bu projede büyük bir rol oynadı.
“Dost kara günde belli olur” derler; Azerbaycan Cumhurbaşkanı'na, gösterdikleri dayanışma ve katkılarından dolayı sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Kahramanmaraş Ahilik Hareketi Derneği’nin “ kütüphanesiz okul kalmasın” sosyal sorumluluk projesi kapsamında şehrimizde 46 adet Ahi Evran Kütüphane kurulması amacı kapsamında yapılan eğitim projeleri, deprem sonrası bölgenin eğitim sorunlarına çözüm üretmeye yönelik önemli bir adım oldu.
Bu çabalar, gençlerin eğitimine devam edebilmesi ve geleceğe umutla bakabilmesi için büyük önem taşıyor.
Ancak bireysel ayrı çabalar yeterli değildir.. Zor zamanlardan geçerken, dayanışma ve birliktelik, toplumların yeniden ayağa kalkması için en önemli unsurlardan biridir.
Yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından, şehirlerimizi yeniden inşa etme sorumluluğu sadece devletimizin değil, aynı zamanda her bir bireyin de görevi olmalıdır.
"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözü, bu sorumluluğun paylaşılması gerektiğini en güzel şekilde ifade eder. Herkesin bu sorumluluğun altına elini koyması ve üzerine düşen görevleri samimiyetle yerine getirmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, birlikte hareket etme güdüsünü daima ön planda tutarak kurulan Kahramanmaraş Dayanışma Platformu'na büyük görevler düşmektedir.
Platform, tüm toplum kesimlerini kucaklayan, farklı fikirlere saygı duyan ve birlikte hareket etme kültürüne sahip bir ortak akıl oluşturmalıdır. Ahi Evran'ın da dediği gibi, “Birlikte bereket, ayrılıkta azap vardır.” Bu söz, toplumun birlikte çalışmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Kahramanmaraş Platformu’nun başarısı, tüm bireylerin katkıları ve fikirleriyle zenginleşen bir ortak akıl oluşturması ile mümkün olacaktır.
"Birlikten kuvvet doğar" sözü, bu sürecin özünü yansıtır. Birlikte hareket etme kültürü, farklı bakış açılarını bir potada eriterek daha güçlü ve dayanıklı bir toplum yapısı oluşturacaktır. Bu süreçte, herkesin katkısının değerli olduğu ve her fikrin dikkate alındığı bir ortam yaratmak esastır.
Sonuç olarak, şehirlerimizi yeniden inşa ederken, toplumsal dayanışma ve birliktelik ruhunu kaybetmemeliyiz.
Her bir bireyin katkısı, ortak geleceğimizi şekillendirecektir. Kahramanmaraş Platformu gibi yapılar, bu sürecin önemli bir parçası olarak, toplumun tüm kesimlerini bir araya getirme ve birlikte hareket etme kültürünü yaygınlaştırma görevini üstlenmelidir. "Tek taş duvar olmaz" demişler; birlikte çalışarak, daha güzel ve yaşanabilir bir geleceğe adım atabiliriz. Bu dayanışma, şehrin geleceğe daha güçlü adımlarla hazırlanmasına olanak sağlıyor. Her çaba, gelecekte açacak çiçeklerin tohumu gibidir.